ORMANCILIK #
İklim bölümünde de belirtildiği gibi makro iklim tipi olarak Akdeniz iklim kuşağı içerisinde bulunmakla beraber Akdeniz ile Karadeniz iklimlerinin bölgesel bir tipi olan Marmara ikliminin özelliklerini taşımaktadır. Araştırma sahasındaki bitki örtüsü iklim koşullarına bağlı olarak şekillenmiştir. Araştırma sahasının genelinde iklim koşulların yanı sıra bakı, toprak şartları, eğim ve beşeri şartların etkisinden dolayı bitki örtüsü çeşitlilik kazanmıştır. Yerleşmenin tarihsel gelişimi bölümünde de belirtildiği üzere sahanın eski dönemlerden beri yerleşime açık olması bitki örtüsü çeşidinde bozulmalar ve değişimler yaşanmasına neden olmuştur. Araştırma sahasında beşeri faaliyetlerin etkisiyle özellikle orman alanları daralırken, tahribatın etkisiyle maki formasyon alanları artış göstermektedir. Zamanla tarımsal etkinliklere arazi sağlamak amacı ile yapılan orman tahribatları başta olmak üzere yol yapımı çalışmaları ve doğal afetler neticesinde ormanlık alanlarda önemli bir azalma göze çarpmaktadır. Beşeri faaliyetlerden kaynaklanan bu tahribatlar sonucunda ormanlık alanlar, Samanlı Dağlarının yüksek kesimlerinde ve eğim değerlerinin fazla olduğu sahalarda varlığını devam ettirmektedir.
Araştırma sahasında orman örtüsünün dağılımı incelendiğinde yağışın az olduğu yerler kuru orman sahası içerisinde yer aldığı görülmektedir. Dağlık alanların güneye bakan yamaçları kıyıya yakın olmayan iç kısımları, tepeleri kuru orman sahası içerisinde yer almaktadır. Kuru ormanlar yüksek kısımlarda sarıçam, karaçam; alçak kesimlerde mazı meşesi ve saçlı meşe olarak karşımıza çıkmaktadır. Katırlı Dağlarının güney yamaçlarında karaçam, mazı meşesi ve bazı kısımlarda seyrek bir şekilde kızılçamlar, İznik Gölü’ne bakan yamaçlarda ise mazı meşeleri sahanın kuru ormanlık sahasıdır.151
Sahada köylülerin geçiminde önemli bir yeri olan fıstık çamları Samanlı Dağının körfeze bakan yamaçlarında karşımıza çıkmaktadır. Doğal olarak mı yetiştiği yoksa insanlar tarafından mı dikildiği yaptığımız arazi çalışmalarında tespit edilemeyen fıstık çamlarından geçimlerini sağlayan köylüler bulunmaktadır. Tohumundan ve kerestesinden yararlanılan bu çamlar, zeytin ekim faaliyetleri esnasında azalmıştır. Yapmış olduğumuz arazi çalışmalarında tahribatlar sonucunda çamların zeytinlikler içerisinde kaldığı görülmektedir.
151Mutlu Güngördü, “Güney Marmara Bölümü (Doğu Kesimi) Bitki Toplulukları”, İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Coğrafya Dergisi, Sayı: 1, 1985, s. 77-94.

Sahada yapılan arazi çalışmalarında kuru ormanların tahrip edilmesiyle ortaya çıkan makiler Samanlı Dağlarının güney yamaçlarında ve vadi içlerinde görülmektedir. Makilerin arasında sayıları iyice azalmış kızılçamlar, mazı meşesi, yabani mersin, katırtırnağı, kocayemiş ve delice gibi bitkiler gözlemlenmiştir.
Ormanlık alanların azalmasına neden olan zeytinlikler doğal bitki örtüsünün kaldırılmasıyla dikilmiştir. Zeytinliklerin yükselti sınırları doğudan batıya doğru azalmakla birlikte, alçak kesimlerde kalan zeytinlikler yerleşim alanlarına çevrilmektedir. Kıyıya paralel bir şekilde dikimi yapılan zeytinlikler alternatif yerleşim alanları oluşturmak için tahrip edilmiştir. Özellikle 90’lı yıllarda yapılan Armutlu-Gemlik arasındaki karayolu ve toplu siteler, koylarda bulunan zeytinlik alanlarının tahrip edilmesine neden olmuştur.
Sahadaki orman varlığı kadar önemli bir diğer husus da orman ürünleri üretimine dayalı işletmelerin var olmasıdır. Orman ürünlerinden elde edilen ürünler sınıflandırıldığında tomruk işleme ve kereste üretimi ilk sırada yer almaktadır. İlçedeki kereste atölyelerinin varlığı, istihdam ve ekonomik değer açısından önem arz etmektedir.
Sahanın orman örtüsü yaban hayatına yaşam alanı, çevresindeki yerleşim alanlarına korunak ve yakacak teminatı, rekreasyon ve manzarasıyla önem taşımaktadır.

Ormanlar, orman ürünleri üretiminin yanı sıra rekreasyonel ve hidrolojik işlevleriyle son yıllarda büyük bir önem arz etmektedir.152 Çalışma alanımızın yüksek kesimlerinde bulunan ormanlık alanlar, rekreasyon açısından avcılık, piknik, şenlik vb. etkinlikler için elverişlidir. Fakat gerekli alt yapı imkanlarının sağlanamamış olmasından ve deniz turizmine verilen önemden dolayı ormanlık alanlardan rekreasyon amacıyla fazla yararlanılmamaktadır. Özellikle Kurtul Köyü Baraj Gölü çevresinde bulunan ormanlık alan rekreasyon amaçlı değerlendirilmelidir. Atıl durumda bulunan alanda gerekli alt yapı çalışmaları tamamlanıp doğal orman örtüsü kuruma altına alınarak rekreasyon amaçlı kullanımı geliştirilebilir.
Sonuç olarak, sahada nüfusun gelişimi ile beraber alçak kesimlerde orman örtüsünün tahrip edildiği, yüksek ve eğim değerlerinin fazla olduğu yerleşim alanlarına uzak yerlerde ise orman örtüsünün varlığını devam ettirdiğini söyleyebiliriz. Sürdürülebilir koruma anlayışı ile birlikte orman varlığı devam ettirilmelidir. Yerel ve ulusal yönetimlerce belirlenecek olan politikalarla yöre halkı bilinçlendirilip ormanlık alanlarda sürdürülebilirlik sağlanmalıdır.
152Hayati Doğanay ve Serkan Doğanay, “Türkiye’de Orman Yangınları ve Alınması Gereken Önlemler”, Doğu Coğrafya Dergisi, 9 (11), 2004, s. 31-48.
