Zeytine acılık tadını veren oleuropein adlı bu fenolik maddenin, zeytinin bünyesinden dışarı alınması için uygulanan işlemler dizisi de sofralık zeytin işleme tekniklerini kapsamaktadır. Oleuropein, aynı zamanda insan sağlığı açısından oldukça önemli bir madde olarak kabul edilmektedir. Sofralık zeytin işlenirken her ne kadar zeytinin bünyesinden bu madde dışarı atılsa ya da parçalanarak başka maddelere dönüşse bile, zeytinin bünyesinde kalan miktarının insan sağlığı için yeterli düzeyde olduğu araştırıcılar tarafından bildirilmektedir.
Gemlik Zeytini İçeriği
Zeytinde bulunan fenolik bileşikler ve diğer antioksidan maddeler insan sağlığını olumlu etkileyen maddelerdir. Özellikle kanser ve kalp-damar hastalıklarının oluşmaması için insan vücuduna destek olması, içerdiği lifli yapısı nedeniyle hazmı olumlu etkilemesi ve yine özellikle içerdiği antioksidan maddelerle hücrelerin yaşlanmasını geciktirmesi zeytinin sayısız faydalarındandır.
Zeytin, bünyesinde % 60-70 su, % 15-30 yağ, % 2-6 şeker, % 1-3 protein, % 1-4 mineral maddeler ve % 1-5 kadar lifli maddeleri barındıran bir gıdadır. Bunların yanı sıra, minör bileşenler denilen fenolik bileşenleri, organik asitleri, pektinleri, renk maddelerini, vitaminleri ve bazı mineralleri de insan sağlığı açısından önemli denilebilecek miktarlarda içermektedir. Sofralık zeytin, bünyesinde bulundurduğu tüm bu maddelerden dolayı da besin değeri yüksek bir gıda olarak kabul edilmektedir.
Zeytini diğer meyvelerden farklı kılan en önemli özelliği
Zeytini diğer meyvelerden farklı kılan en önemli özelliği, sadece zeytinin bünyesinde bulunan oleuropein maddesi olmakla beraber, diğer tek çekirdekli meyveler bileşimlerinde % 12 gibi yüksek oranda şeker, % 1.5 civarlarında yağ bulundururlarken, zeytinde bu oranlar sırası ile şeker için % 2-6, yağ için ise % 15-30 oranında olmasıdır. Sofralık zeytin işleme teknikleri, zeytinin acılığının giderilerek insanlar tarafından yenilebilir hale gelmesini sağlayan teknolojilerdir. Bu şekilde işlenip, acılığı giderilerek yenilebilir hale gelen zeytine de “Sofralık zeytin” denilmektedir.
Yeşil zeytin işlenmesinde, hem doğal hem de kimyasal uygulamalarla zeytinlerin yenilebilir hale getirilmesi sağlanmaktadır.
1. Çizme
Ülkemizde çizme zeytin işleme teknolojisi daha çok Ayvalık ve Domat çeşitleri için uygulanmaktadır. Çizme zeytin yapım aşamaları;
Hasat:
Sofralık zeytin teknolojisinde zeytinin hasat zamanı ve şekli çok önem arz eder. Zeytinler mutlaka elle toplanmalıdır. İşleme şekline göre hasat zamanı belirlenir. Çizme zeytin işlemede Ayvalık çeşidi zeytinde, renk yeşilden sarıya ve pembe veya hafif siyaha dönmeye başladığında hasat yapılır. Domat çeşidinde ise rengin yeşilden saman sarısına döndüğü zaman yapılması daha uygundur.
Taşıma:
Hasat edilen zeytinler, güneşte bekletilmez ve 25 kg’lık plastik sepetlerde taşınır.
Boylama ve ayıklama: İşletmeye getirilen zeytinler önce boylama makinesinden geçirilerek iriliklerine göre ayrılır, sonra ezik, yaralı ve berelilerin ayrılması için ayıklama bandından geçirilirler.
Çizme:
Temizlenmek üzere temiz suyla yıkama işlemine tabi tutulduktan sonra çizme işlemi yapılır. Çizme işleminde zeytin enlemesine veya boylamasına bir veya birden fazla çizilmektedir.
Tatlandırma:
Çizilen zeytinler tanklara alınır. Üzerine delikli kapak kapatılır ve üzerlerine % 2 tuz ve % 0.2 sitrik asit (limon tuzu) içeren salamura verilir. Kapağın üstüne 10-15 cm geçecek kadar salamura ile doldurulur. Haftada bir suyu akıtılır ve yine aynı oranda yeni salamura verilerek bu işlem 5-6 kez tekrarlanır. 5. ve 6. Tekrarlarda zeytinin tadına bakılarak tatlanma işleminin bitip bitmemesine karar
verilir. Eğer zeytinler çizme zeytin tadına ve nefasetine erişmiş ise tatlandırma işlemine son verilir ve muhafazaya alınarak olgunlaşması sağlanır.
Muhafaza ve Fermantasyon:
Tatlanan zeytinler % 7 tuz ve % 0.5-0.7 sitrik asit içeren salamura ile birlikte muhafazaya alınır. 1-2 aylık fermantasyon ve olgunlaştırma işleminden sonra istenilen zamanda piyasaya verilir. Daha uzun süre muhafaza edilecekse tuz miktarı % 10 ve asit miktarı % 1-1.2’ye çıkarılabilir.
Ambalajlama: Tatlanan ve olgunlaşan zeytinlerin ambalajlanmasında teneke ve plastik kutularla beraber cam kavanozlar da sıkça kullanılmaktadır. Önce % 5 tuz ve % 1-1.5 sitrik asit içeren salamura hazırlanır. Kaplara zeytin konulduktan sonra salamurası verilir. Üzerine de kutu yüzeyini kaplayacak kadar iyi cins zeytinyağı ilave edilir.
Pazar ve tüketici isteğine göre içine çeşitli baharatlar ve aroma maddeleri ilave edilerek satışa sunulabilir. Isıl işlemler ürünün pazardaki garantisini arttırır. Daha sağlıklı ürün sunulmasını ve ürünün rafta daha uzun süre kalmasını sağlar.
2. Kırma
Kırma zeytin daha çok evlerde ailelerin kendi ihtiyaçlarını gidermek için yaptığı bir zeytin işleme şekli olsa da, son dönemde kırma zeytin pazarda da talep gören bir ürün olmuştur.
Hasat:
Kırma zeytin işlemede hasat genellikle yeşil olgunluk döneminde yapılır. Böylelikle meyvenin sert yapısı korunarak kırma işlemi nedeniyle meydana gelebilecek erken yumuşamaların önüne geçilmek istenir.
Taşıma:
Hasat edilen zeytinler güneşte bekletilmez, 25 kg’lık plastik sepetlerde taşınır.
Boylama ve ayıklama: İşletmeye getirilen zeytinler, önce boylama makinesinden geçirilerek iriliklerine göre ayrılır ve sonra ezik, yaralı ve berelilerin ayrılması için ayıklama bandından geçirilir.
Kırma:
Temizlenmek üzere temiz suyla yıkama işlemine tabi tutulduktan sonra kırma işlemi yapılır. Kırma işleminde zeytin çekirdeğinin parçalanmamasına özen gösterilir. Boylama bu nedenle önemlidir. Elle yapılan kırma işleminde de yine çekirdek parçalanmadan zeytinin bir tarafından kırılması sağlanır.
Kırma zeytinde diğer işlem aşamaları çizme zeytindeki gibidir. Ancak halk arasında hem çizme hem de kırma zeytinde her gün su değişimi ile zeytinin iki hafta gibi kısa sürede tatlanarak hemen tüketilmesi sağlanabilmektedir. Ancak bu durumda zeytin daha kısa sürede yumuşayabileceğinden çabuk tüketilmesi zorunlu hale gelir.
Si̇yah Zeyti̇n İşleme Tekni̇kleri̇
1. Salamura Ti̇pi̇ Sofralik Si̇yah Zeyti̇n
Doğal Salamura Si̇yah Zeyti̇n
Hasat:
Salamura tipi işlenmek üzere hasat edilecek zeytinlerde, rengin siyaha dönmesi ve kabuk altına 1-2 mm veya etinin yarısına kadar renk dönüşümü olması beklenir. Hasadın elle yapılması önemlidir.
Taşıma:
Hasat edilen zeytinler, güneşte bekletilmez ve 25 kg’lık plastik sepetlerde taşınır.
Boylama ve ayıklama:
İşletmeye getirilen zeytinler önce boylama makinesinden geçirilerek iriliklerine göre ayrılırlar ve sonra ezik, yaralı ve berelilerin ayrılması için ayıklama bandından geçirilirler.
Yıkama:
Zeytinlerin hasadı genellikle yağmurlu mevsimde olduğundan topraklı ve çamurlu olması doğaldır. Bu nedenle tanklara veya havuzlara alınmadan önce güzelce yıkanmalıdır.
Tuzlu suya koyma veya fermantasyon: Fermantasyon veya tuzlu suya koyma iki şekilde yapılabilmektedir.
Yurt dışında uygulanan yöntem şöyledir: Yıkanan zeytinler, dibine önceden hazırlanan % 10 tuzlu salamuradan bir miktar konulan tank veya havuzlara aktarılır. Üzeri delikli kapaklar vasıtasıyla kapatıldıktan sonra, kapağın üzerini 15-20 cm geçecek kadar salamura verilir.
Daha sonra salamurada tuz ve pH kontrolleri yapılır. Zeytinin bünyesine tuz gireceğinden ortamın tuz miktarı düşer. Bu nedenle yeniden tuz ilavesi yapılarak tuz miktarı % 10’a getirilir. pH fermantasyonun başlamasıyla birlikte yavaş yavaş düşer.
Plastik veya polyester tanklarda pH 4.2-4.6 seviyesine kadar düşebilir fakat havuzlarda pH 5’in altına pek düşmez. Havuz içi boya veya plastik aksamla kaplı değilse asitlik zamanla betondan çözünen maddelerle tüketilir. Bu nedenle pH genellikle 5 ve üzerinde kalır. Havuz plastik aksamla kaplı ise pH 4.2’ye kadar düşebilir. Ancak bu durumda zeytinlerin renklerinde değişiklikler görülebilir. Siyahın tonlarından patlıcan moruna, bordo ve koyu kahverengi gibi renkteki zeytinlere de rastlanabilir. Bu da zeytinlerin doğal olarak işlendiğinin bir göstergesidir.
15-20 günde bir salamura içindeki tuzun homojen dağılımı için devir-daim yapılmalıdır. Yüzeyde biriken küf tabakaları zamanında temizlenmelidir. Temizlenmediği zaman zeytinlerde yumuşamalara sebep olur. Bunu önlemek için havuz veya tankın yüzeyi katı parafinle kaplanarak salamura yüzeyinin hava ile teması kesilir. Bu yüzeydeki bozulmayı önlemektedir. Sıcak havalarda salamuradaki tuzun miktarı % 12-14’e kadar çıkarılabilir. Bu durumda 6 ile 12 ay arasında zeytinler yenilebilir hale gelmektedir.
Salamura Siyah Zeytin Yöntemi
Doğal salamura siyah zeytin işleme yöntemlerinden diğeri de ülkemizde Gemlik metodu olarak bilinen salamura siyah zeytin yöntemidir. Oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır. Yukarıda anlatılan yöntemden farkı; zeytinin tuz ile katlanarak yerleştirilmesidir. Tuz miktarı zeytin ağırlığının % 10’u olarak tespit edilir. Tuzun % 25’i zeytinlerin arasına serpilir kalan % 75’i ise üst kısma yayılır ve üzeri kapaklarla kapatılır.
Üzerine de yine zeytin ağırlığının % 10-20’si arasında değişen ağırlıklar eşit olacak şekilde yerleştirilir. Sonra temiz su kapağı 15-20 cm geçecek kadar verilir. Daha sonra yapılan kontrollerde düşen tuz miktarı ilave edilir. Tuz miktarı genellikle % 10 ile 18 arasında değişir. Yazın tuz miktarı genellikle % 18’e kadar çıkabilmektedir.
Genel olarak bu yöntemle işlenen zeytinler 6-12 ayda tatlanarak piyasaya sunulabilecek duruma gelmektedir. Gemlik yönteminde sirkülasyon pek yapılmamakla beraber yapılması tuzun homojen dağılımı için daha iyidir. Yüksek miktarda tuz ile çalışılması mikrobiyal açıdan zeytinin bozulmasını önlemekle beraber duyusal bozulmalarda meydana getirebilmektedir. Ayrıca fazla baskıdan dolayı zeytinde kırışıklık ve yanaklanma meydana gelmektedir.
Havalandırma:
Fermantasyonu tamamlanan zeytinlerdeki renk farklılıklarını gidermek üzere yapılan bir işlemdir. Havanın oksijeni sayesinde renk maddeleri oksitlenerek istenilen siyah rengin oluşmasını sağlamaktadır. Havalandırma ya zeytinlerin kerevetlere çıkarılarak 2-3 gün bekletilmesi ya da bulunduğu kaplar içerisinde bir kompresör vasıtasıyla hava vermek suretiyle yapılabilmektedir.
Ambalajlama:
Havalandırılarak nispeten renk uyumu sağlanan zeytinler ezilen veya yaralananların ayrılması için ayıklama bandından geçirildikten sonra ambalajlama işlemine tabi tutulurlar. Ambalajlama salamuralı ve salamurasız olarak iki şekilde de yapılabilmektedir.
Salamuralı olarak yapılan ambalajlamada % 8-10 tuzlu salamura, isteğe bağlı olarak laktik, sitrik, asetik asit veya sirke ile pH 4.5’e ayarlanarak kullanılır. Meydana gelebilecek bozulmaları önleyebilmek için potasyum sorbat (% 0.1) veya sodyum benzoat (% 0.05) gibi koruyucu maddeler ambalaj salamurasına ilave edilebilir. Eğer ısıl işlem uygulanacak ise koruyucu maddelere ihtiyaç olmayabilir.
Salamurasız olarak ambalajlanacak zeytinler; % 6-10 tuz ve % 0.2-0.5 laktik, sitrik, asetik asit veya sirke ve % 0.1 oranında koruyucu madde içeren salamurada önce 1-2 hafta kadar bekletildikten sonra kerevetlere alınarak 2-3 gün süre ile güneşin ultraviyole ışınlarında tutulurlar. Ambalajlamada teneke kutu, cam kavanoz ve polietilen kâse kullanılabilmektedir.
A) Hava Vererek Tatlandirma
Son zamanlarda insanların fazla tuzdan şikâyetleri yeni arayışları da beraberinde getirmiştir. Yeni sayılacak metotlardan bir tanesi, zeytinin hava verilerek daha erken tatlandırılabildiği ve yapısının daha iyi korunabildiği yöntemdir.
Siyah zeytinlere tank veya havuz içerisine yerleştirilen pvc düzenekler ile bir kompresör tarafından üretilen hava verilerek salamuranın her tarafında çözünmüş oksijen bulunması sağlanarak 3-4 ay gibi kısa sürede tatlanma sağlanabilmektedir.
Siyah zeytinlere 24 saat süreyle hava verilecekse, 1 litre salamura için saatte 0.1 lt hava, eğer günde 8 saat verilecekse saatte 0.3 litre hava verilmelidir. Salamuraya hava verilmesi ile devamlı bir sirkülasyon sağlanmaktadır.
Tuz miktarı genellikle % 10 civarında tutulur. Salamuranın pH’sı ise işleme sırasında 4.2-4.5 arasında asetik asit ile ayarlanmalıdır. Bu işlemede zeytin rengi verilen hava nedeniyle geleneksel metot ile işlenene göre daha koyudur ve yapısı daha sert ve sağlamdır.
Fermantasyonu biten ve yeme durumuna gelen zeytinler pH’sı 4.2-4.5 ve tuzu % 8-10 olarak ayarlanmış salamurayla paketlenir ve pastörize edilerek veya Gıda Kodeksine uygun miktarlarda koruyucu maddeler kullanılarak satışa sunulur.
Si̇yah Zeyti̇n İşleme Tekni̇kleri̇
Si̇yah Zeyti̇n İşleme Tekni̇kleri̇
2. Sele Ti̇pi̇ Sofralik Si̇yah Zeyti̇n
Sele tipi siyah zeytin işlemede tam olgun zeytinler kullanılmaktadır. Hasat için rengin kabuk altında hemen her noktada oluşması beklenir. Zeytinlerin yaralı bereli ve ezik olanları ayrıldıktan sonra güzelce yıkanır. Suyu süzülen zeytinler seleler içine bir kat zeytin bir kat tuz olacak şekilde yerleştirilir.
Sele tipi zeytin işlemede iri taneli kaya tuzu zeytin ağırlığının % 10-20’si kadar olacak şekilde ayarlanır. Doldurulan selelerin üzeri kanaviçe beziyle kapatılarak dikilir. Seleler meyilli betondan ve drenaj kanalı yapılmış yerlerde tutulur. Böylece selelerden akacak olan acı suyun selelerin altında birikmeden akması ortamdan alınması sağlanmış olur.
Selelerdeki zeytinlerin tatlanması doğru tespit edilmelidir.
Seleler ilk başta 2-3 gün bekletildikten sonra gün aşırı sağa sola yukarı aşağı çevrilerek tuzun bütün zeytin yüzeyi ile teması sağlanmalıdır. Bu şekilde işlenen zeytinler 4-5 hafta içinde yeme olumuna gelirler.
Tatlanan zeytinler selelerden çıkarılarak tuzundan arındırılır ve piyasanın isteğine göre hazırlanır. Dayanma süresini azaltmamak için sele zeytinleri yıkanmamalıdır. Sele zeytinleri salamura zeytine göre daha dayanıksızdır. Uzun süre depolanması zordur. Bu tipte üretilen zeytinlerin ambalajlanması dikkatle yapılmalıdır.
Ambalajlamada % 10 kuru tuzlama yöntemi kullanılabilir. Ayrıca sirkeli zeytinyağına batırmak suretiyle de kuru olarak ambalajlama yapılmaktadır. 2003 yılında Zeytincilik Araştırma Enstitüsünde yapılan bir çalışma ile sele tipi zeytinlerin salamurasız olarak kavanozlarda pastörize edilmek suretiyle uzun süre saklanabilmesi sağlanmıştır.
3. Teneke Ti̇pi̇ Sofralik Si̇yah Zeyti̇n
Yaygın olarak kullanılan bir zeytin işleme yöntemidir. Salamuralı ve salamurasız olmak üzere iki şekilde teneke zeytini üretilmektedir.
Salamuralı
Salamuralı teneke zeytin üretiminde hasat edilen zeytinler, tanklarda veya havuzlarda % 10-12 salamura içinde muhafazaya alınır ve buradan piyasaya verilmek üzere laklı teneke kutular içine konurlar. Teneke içine % 8’lik salamura ve toplam hacmin % 25’i kadar iyi cins sirke konulur. Zeytin ve salamuranın tuz dengesi oluştuğunda % 0.5-0.75 oranında asetik asit ilave edilir. Ayrıca tenekelere büyüklüklerine göre 25-250 ml civarında kaliteli zeytinyağı konulması tat ve aroma oluşumuna etki ettiği gibi zeytinlerin muhafazasında da rol oynar. Bu tip zeytinler ilave edilen tuz ve asidin yardımıyla uzun süre bozulmadan dayanırlar.
Salamurasız
Salamurasız olarak teneke zeytin yapımında ise hasadı yapılan olgunlaşan zeytinler iyice yıkandıktan sonra tenekelere doldurulur. 16-17 kg’lık tenekeler yaklaşık 12-13 kg zeytin alır ve bu hesaba göre de 1 kg iri tuz, 150-200 gram zeytinyağı ve 100 gram iyi cins sirke konulduktan sonra kapatılırlar ve aynı sele zeytinin de olduğu gibi gün aşırı sağa sola veya aşağı yukarı çevrilirler. Sıcaklığa ve çeşide bağlı olarak yaklaşık olarak 2-5 ay gibi bir sürede tatlanırlar. Sirkesiz olarak ise, 12-13 kg zeytine 750-1.000 gram tuz ve 500 gram civarında kaliteli zeytinyağı kullanmak suretiyle aynı şekilde kuru teneke yöntemiyle zeytinler işlenebilmektedir.
Dünyada da yaygın olarak kullanılan ve kalamata tipi zeytin işlenmesi olarak bilinen bu yöntemde zeytinlere sirke ve çeşitli baharatlarla tat ve aroma kazandırılmaktadır. Özellikle ihracat için önemli bir üretim şeklidir. Birkaç şekilde sirkeli zeytin üretimi yapılabilmektedir. İsminden de anlaşılacağı üzere zeytinlerin sirke ile aromalandırılması esastır. Olgunlaşan zeytinler hasat edilir ve yıkandıktan sonra çizme makinesinden geçirilerek aynı çizme zeytinde olduğu gibi tatlandırıldıktan sonra sirke ile muamele edilir.
Birinci yol:
Çizilerek tatlandırılan zeytinler daha sonra iyi cins sirke içinde 1-2 gün bekletilir. Sirkeden çıkarılan zeytinler ambalajlara alınarak üzerine % 8‘lik salamura ilave edilir. Zeytinin bünyesindeki sirkeden dolayı ortamda % 0.5-0.75 arasında asitlik oluşur. Eğer olmaz ise asetik asit ilavesiyle asitlik düzenlenebilir. İstenirse içine zeytinyağı, bir iki dilim limon, sarımsak veya defne yaprağı konulabilir. Tatlandırma sırasında zeytinde meydana gelebilecek yumuşamaları önlemek için % 0.1 oranında kalsiyum klorür ilave edilebilir.
İkinci yol:
Birinci yöntemde oldukça sirke sarfiyatı söz konusu olduğundan tatlanan zeytinlerin ambalaj salamurasına % 1.2-1.5 asetik asit ilavesiyle de sirkeli zeytin aroması oluşturularak piyasaya verilebilir.
Üçüncü yol:
Bu yöntemde de hasat edilen zeytinler çizilmeden tanklarda suyu değiştirilerek tatlandırılır, % 8-10’luk salamurada muhafazaya alınır ve daha sonra istenildiği zaman muhafazadan alınıp çizildikten sonra ikinci yöntemde olduğu gibi ambalajlanarak piyasaya verilir.
5. Kosti̇kli̇ Ti̇p Sofralik Si̇yah Zeyti̇n
Kostikli tip zeytin işlenmesi özellikle piyasaya istenilen zamanda ürün verebilmek için geliştirilmiş bir yöntemdir. Hemen hemen bir asırdan beri bütün zeytin üreten ülkelerde kullanılan bir yöntemdir. Ülkemiz ihracatının büyük kısmını bu tip işlenen ürünler oluşturmaktadır. Daha sık kullanılan iki yöntem vardır.
Konserve Ti̇pi̇ Si̇yah Zeyti̇n İşleme
Amerika Birleşik Devletlerinde geçen yüzyılın başlarında geliştirilen bu yöntem şimdi bütün dünyada yaygın olarak kullanılmaktadır. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi doğal fermantasyon ile 6-12 ay gibi bir sürede tatlanan zeytin bu işleme yöntemiyle bir hafta gibi kısa sürede acılığı giderilip satışa verilebilmektedir. Bu nedenle ticari ortamda oldukça çok kullanılmaktadır.
Bu tür işlemede hasat zamanının doğru tespit edilmesi çok önemlidir. Hasat zamanı zeytinin renk ve etinin sertliğinde önemli rol oynar.
Hasat:
Zeytin renginin yeşilden pembeye döndüğü zaman yapılır. Renk daha siyahken hasat yapıldığında zeytinin rengi iyi olmakta fakat eti yumuşayabilmektedir. Hasat mutlaka elle yapılmalı ve zeytinler 20-25 kg’lık kasalarda taşınmalıdır. İşletmeye gelen zeytinler boylandıktan sonra ayırma bandından geçirilerek hem yaralı bereli hem de renk bakımından sınıflanmalıdırlar. Böylece daha homojen ürün elde edilir.
Taşıma:
Hasat edilen zeytinler güneşte bekletilmez ve 25 kg’lık plastik sepetlerde taşınır.
Boylama ve ayıklama:
İşletmeye getirilen zeytinler önce boylama makinesinden geçirilerek iriliklerine göre ayrılır ve sonra ezik, yaralı ve berelilerin ve renklerine göre yeşil, pembe ve siyah olarak ayrılması için ayıklama bandından geçirilirler.
Kostik uygulaması ve havalandırma:
Bu işleme metodunda kostik uygulaması genellikle 3 aşamalı olarak yapılmaktadır. Bu yöntemde zeytine acılık veren maddenin tamamı alındığı için kostik uygulaması çekirdeğe işleyene kadar yapılır. Kostik üç aşamada uygulanacağı için üç farklı yoğunlukta kostik hazırlanır.
Birinci aşama
Birinci aşamada % 1.5-2.0 oranlarında hazırlanan kostik (sıcaklığı 18 dereceden fazla olmamalı) uygulanır. Kostiğin kabuğun hemen altına kadar işlenmesi sağlanır. Kabuğun altına işlediği tespit edildikten sonra kostik başka bir tanka alınır ve zeytin normal suyla suyun pH 5.5-7.0 oluncaya kadar yıkanması sağlanır. Sonra zeytine hava verilir. İmkân varsa bir kompresör vasıtasıyla tank içinde hava verilebilir. Eğer yoksa zeytin kerevetlere alınarak ve arada sırada karıştırılmak suretiyle havalanmasına imkân verilir. Böylece havanın oksijeni nedeniyle rengin kararması temin edilmiş olur.
İkinci aşama
İkinci aşamada % 1-1.5 arasındaki yoğunlukta olan kostik hazırlanarak kullanılır. Sıcaklığın 18 derecenin altında olması tüm kostik uygulamaları açısından önemlidir. Zeytin etinin yarısına kadar kostiğin uygulanması yapılır. Daha sonra zeytinin yıkanması ve havalandırılması sağlanır.
Üçüncü aşama
Üçüncü aşamada son olarak % 0.5-1’lik kostik hazırlanır ve çekirdeğe kadar uygulama yapılır. Zeytinden kostik alınıp yıkama yapıldıktan sonra havalandırılır ve zeytinin farklı renklerinin sabitlenmesi için gerekli olan işleme geçilir (ferro glukonat ya da ferro laktat uygulaması).
Ferro glukonat yada Ferro laktat uygulaması: Yıkanıp havalanan zeytinlerde rengin sabitlenmesi için % 0.1 Ferro glukonat yada % 0.05 oranında ferro laktat kullanılır. 24 saat civarında bu suda bekletilir. İlk birkaç saatten sonra havalandırma işlemi devam eder.
Pastörizasyon:
Bu aşamadan sonra elde edilen ürün asitliği düşük az tuzlu bir üründür. Dolayısıyla hemen bozucu mikroorganizmalar çoğalıp, bozulmaların başlamasına sebep olabilir. Bu nedenle bu tür işlemede pastörizasyon önemlidir. 60-65 derecede 45 dakika tutarak ya da 90-95 derecede buhar verdikten sonra keserek kısmi pastörizasyon yapılabilir ve salamurada daha iyi koruma sağlanabilir.
Seçme ve ayıklama:
Özellikle ambalajlama öncesinde renk farklılıklarını elemek için yapılır.
Kosti̇kli̇ Si̇yah Zeytin İşleme
Bu tür işlemenin amacı kısmi bir fermantasyon sağlanarak zeytinin tat ve aromasını korumak ve kendine özgü bir nefaset katmaktır. Ülkemizde ve dünyada oldukça yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntem ile doğal salamura siyah zeytinde 6 ile 12 ay süren tatlanma süresi 2 ay gibi kısa süreye indirilmektedir.
Boylama ve ayıklamadan sonra zeytinler tanklara alınır.
Bu yöntem ile işlenecek zeytinler için hasat zamanı zeytinin tam olgunlaşma öncesidir. Zeytinler elle toplanır. Daha önceden % 1.5-2.0 arasında hazırlanan kostik uygulanır. Kostiğin zeytin etinin 2/3’üne kadar işlemesi sağlanır. Kostiğin işleme zamanına, ortam sıcaklığı ve çeşit etki eder. Kostik uygulamasından sonra zeytinler yıkanır. Yıkama işlemi yıkama suyunun pH’sı 7 civarına düşene kadar yapılır. Aynı zamanda havalandırma işlemi de uygulanır.
Daha sonra rengi sabitleyebilmek için ferro glukonat ya da ferro laktat uygulaması yapılır. % 0.1 oranında ferro glukonat ya da % 0.05 oranında ferro laktat uygulanır. Bu sırada salamuraya % 4-8 oranında tuz ilave edilir ve pH eğer yükselirse asit ile pH ayarlaması yapılır. 24 saat sürer. Böylece rengi sabitlenen zeytinler salamuradaki tuz oranı % 8-10’a çıkarılarak ya da % 8-10 tuzlu yeni salamuraya alınarak fermantasyona bırakılırlar.
Fermantasyon süresi
Fermantasyon süresince yükselen pH değerleri pH 4.5-5 arasında ayarlanır. 1.5-2 ay sürecek olan fermantasyon sonunda da pH kendiliğinden 4.2-4.5 ’e kadar düşecektir. Fermantasyon süresince pH, tuz ve asitlik kontrolleri mutlaka yapılmalıdır. Yüzeyde biriken maya ve küfler temizlenmelidir. Fermantasyonu tamamlanan zeytinler piyasaya verilmeye hazır hale gelmiştir.
Ambalajlama hem cam kavanozlarda hem de laklı teneke kutularda pastörizasyon veya sterilizasyon yapıldıktan sonra satışa sunulmalıdır. Bu şekilde sunulacak zeytinler için % 6-8 tuzlu ve pH‘sı 4.2 ye ayarlanan ambalaj salamurası kullanılabilir. Gerekirse % 0.1 potasyum sorbat ya da % 0.05 sodyum benzoat koruyucu madde olarak katılabilir. Eğer işletmenin ısıl işlem imkanı yoksa %10-12 tuzlu salamura, pH 4.2-4.5 ve koruyucu madde ilavesiyle soğuk ortamlarda zeytin pazarlanabilir. Aksi halde bozulma olacaktır.
Zeyti̇ni̇n Başkenti̇ Gemli̇k Fotoğraf Yarişmasi Sonuçlandi
Gemlik Belediyesi ve Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu işbirliği ile düzenlenen geçmişten günümüze kültürel ve mimari değerlere sahip 4 mevsimi ayrı güzel Gemlik’in, doğal güzelliklerinin fotoğraf karelerinde ölümsüzleştirilmesi amacıyla düzenlenen fotoğraf yarışmasında ödüller sahiplerini buldu.
Zeytinin Başkenti Gemlik
Gemlik Zeytini
Yarışmanın tamamlanmasının ardından Türkiye’nin önemli fotoğraf sanatçılarının da aralarında bulunduğu jüri en iyi fotoğrafları seçti. Gemlik Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Avcı, Belediye Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Hüseyin Turhan, Fotoğraf Sanatçısı Faruk Akbaş, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Kamil Fırat, BUFSAD YK Başkanı Serpil Savaş ve TFSF Temsilcisi Altuğ Şenel ’in oylaması ile bir birinden güzel fotoğraflar özenle seçilerek dereceye giren fotoğraflar belirlendi.
Jürinin değerlendirmesi sonucunda yarışmanın birinciliğini Zeytin Toplama fotoğrafıyla Caner Başer kazanırken, ikinciliği Zeytin Seçme fotoğrafıyla Salih Kuş, üçüncülüğü ise Dinlenme Arası fotoğrafıyla Erdem Kaya kazandı. Juri Özel Ödülünü ise Ağaç fotoğrafıyla Oya Kanar kazanırken drone özel ödülünün sahibi de Zeytinden Dağlar fotoğrafıyla Hakan Gümüş oldu. Yine 50 fotoğraf ise sergilenmeye layık görüldü.
Zeytinli Kahvaltı Salonu , Bursa Gemlik yolu çıkışında sağ kolunuzun üzerinde siz değerli tatilci ve misafirlerimize hizmet veren bir işletmedir. Zeytinli Kahvaltı Salonu yılların verdiği hizmet kalitesinden asla taviz vermez. Siz değerli misafirlerimize kaliteli hizmeti sunmanın çabasındadır.
Zeytinli Kahvaltı Salonu , Bursa‘da kahvaltı salonları arasında gerek dizayn ve gerek ise hizmet konusunda sizlere en kaliteli hizmeti sunmanın gururunu yaşamaktadır.
Kahvaltı Salonumuz deniz ve doğa manzaralıdır. Kahvaltı salonumuzda şark köşesi , yörük çadırı,teras bulunmaktadır. Kahvaltı salonumuzda araçlarınız için park alanı,çocuklarınızın oyun oynayabilecekleri alanlar bulunmaktadır.
Zeytinli Kahvaltı Salonumuzda sizlerin huzuru,rahatı ve damak zevki birincil sıradadır.Kahvaltı salonumuzda Lcd Tv,teras katında ,doğa,deniz manzaralı masalarımız bulunmaktadır.Kahvaltı salonumuz yaz-kış siz değerli misafirlerimize hizmet vermektedir.
Sağlıklı beslenmek adına başvurduğumuz gıda malzemelerinden birisi de zeytinyağıdır. Yemeklere ayrı bir lezzet katan zeytin yağını ayrıca salatalarda da kullanmaktayız. Sağlıklı ve aynı zamanda besleyici bir gıda malzemesi olan zeytinyağı, üreticisi tarafından büyük bir titizlikle piyasaya sürülmektedir. Bir zeytinyağı üreticisi, zeytinlerini farklı bahçelerin ürünleriyle karıştırmaz. Bahçesinden elleriyle tek tek toplayan üreticiler herhangi bir hasat makinesi başvurmazlar. Çünkü hasat makineleri hem zeytinlere hem de ağaçlara zarar verebilmektedir. Durum böyle olunca hem ürün istenilen kalitede olmaz hem de bir daha ki yılın verimliliği düşer. Zeytinyağının kalitesini etkileyen diğer bir unsur da, zeytinlerin toplanma zamanlarıdır. En doğru zaman zeytinlerin yeşilden pembeye dönerken ki zamanlarıdır. Bu döneme alaca dönemi denmektedir. Büyük bir titizlikle toplanan zeytinler kesinlikle toprakla temas ettirilmez. Çünkü toprakla temas halinde ürünler kısa bir sürede asitlenmeye başlamaktadır. Toplanılan zeytinler kısa sürede sıkıma gider ve huni denen havuzlarda bekletilerek üretim aşamasına geçilir.
Ülkemizde zeytinyağı denince akla gelen ilk yer Gemlik Bölgesidir
Zeytinyağı üretimi oldukça zahmetli ve özen gerektiren bir süreçte meydana gelmektedir. Bundan dolayı piyasada bulunan normal yağlardan fiyat olarak biraz pahalıdır. Zeytinyağı kullanıcılarının da ürüne yönelik en büyük eleştirileri kaliteli ucuz doğal natürel sızma zeytinyağı fiyatlarına yöneliktir. Ama şunu da unutmamak gerekir ki sağlık için ve dengeli beslenmek adına harcanan paralar sadece can sağlığınız için harcanıyor. Ayrıca zeytin yağına olan fiyat konusundaki ön yargılar oldukça yersizdir. Çünkü zeytinyağının bir kilogram fiyatı ile kırmızı et fiyatları neredeyse aynıdır. Alınan kırmızı et belki bir haftada tüketilebilirken zeytinyağıyla yaklaşık bir ay boyunca yemeklerinizde ve salatalarınızda kullanabilirsiniz. Ülkemizde zeytinyağı denince akla gelen ilk yer Gemlik Bölgesidir. Yıllardan beri zeytin yetiştiriciliği yapılan bu yörede birçok ürün çeşidi de bulunmaktadır. Dalından toprağa değmeden elde edilen zeytinlerden yağ üretilirken, dalından düşen ya da toprağa düşürülen zeytinlerden de zeytinyağı özlü sabunlar üretilmektedir. Tam olarak halis zeytinyağı fiyatları ne olursa olsun herkes lezzetini hep yemeklerde aramaktadır. Çünkü iyi ve kaliteli bir zeytinyağının tadında eşsiz aroması, tüketildiğinde boğazda bıraktığı hafif yakıcılığı ve zeytinin burukluğu kolaylıkla hissedilir ve insanlar bu tatların arayışına girer.
Kullanıcılar tarafından beğenilerek tüketilen zeytinyağları,
Kullanılırken dikkatli olunması gerekmektedir. Çünkü insanların iyi niyetlerinden faydalanmak isteyen bazı kişiler, oldukça kalitesiz zeytinyağlarıyla kullanıcılarını yanıltmaktadır. Kalitesi bozuk olan zeytinyağları da size hiçbir lezzet vermez ve sağlığınızı da tehdit altına alır. Bundan dolayı kaliteyi bulmalı ve öyle tüketime geçmelisiniz.
Sağlığınız adına yaptığınız hiçbir harcamayı büyük görmemelisiniz.
Çünkü piyasada bulunan ürünler arasında çok ucuz olmakla beraber farklı fiyat türlerinde gıda malzemelerine rastlayabilirsiniz. Ama bunların sağlığınıza ne kadar fayda sağlayacağı ya da yemeklerinizde nasıl bir tat vereceği tartışılmaktadır. Zeytin, tabiat ananın bizlere verdiği bir nimettir. Zeytin üreticileri de bu zeytini kullanarak bizlere sundukları zeytinyağlarıyla tabiat ananın güzelliklerini bize sunuyor. Hem doğal hem de lezzetli olan zeytinyağlarıyla yediğiniz yemeklerden büyük lezzet duyacak ve sağlığınızı da olumlu yönde besleyeceksiniz. Zeytinyağı fiyatları hakkında merak ettiğiniz birçok soru vardır. Şunu da söylemek gerekmektedir ki doğal olan bu ürünün fiyatı yıllardır artmamış ve kullanıcıların abarttığı seviyede bir fiyata sahip değildir.
Zeytin ve Zeytinyağı sağlığımız için en önemli yiyeceğimizdir.
Kırmızı et fiyatlarıyla ya da arkadaşlarınızla bir gece eğlenmek için çıktığınız zaman ki harcamalarınızla hemen hemen eşit bir fiyata sahiptir. Ayrıca bin bir zahmetle ve titizlikle toplanarak bize sunulan bu ürün fiyatının fazla olması hakkıdır da. Çünkü zeytinler el ile tek tek toplanır ve zarar görmemesi adına kasalanırken bile üst üste koyulmamaya dikkat edilmektedir. Bunca zahmet bizlerin sağlığı içindir. Bize düşen ise sadece zeytinyağının hakkını vermektir.
Ucuz, Kaliteli, Doğal ve Organik (Üreticiden)
Ülkemiz bir tarım ülkesi olduğu için nüfusun bir kesimi gelirini bu şekilde elde etmekte. Dört bir yanda birbirinden farklı ürünlerin üretildiği topraklarımızda onlarca farklı şey oldukça kaliteli bir şekilde üretilmeye devam etmektedir. Dünya üzerinde çok yüksek bir arz talep dengesine sahip olan saf doğal zeytinyağı sektörü içerisinde Türkiye hatırı sayılır bir yer edinmeye başladı. Başta Ege bölgesi olmak üzere pek çok bölge içerisinde üretilen yaklaşık 28 farklı zeytin ağacından elde edilen yağlar dünya üzerinde onlarca farklı yere gönderilebiliyor. Böyle olunca da üreticiler toptan zeytinyağı satış yapan firmaların işlemlerini gerçekleştirmek adına ciddi bir arayışa giriyor.
Yağ satışını yapmadan önce üreticinin zeytinlerini mümkün olan en iyi şekilde olgunlaştırmaya özen göstermeli,
Daha sonrasında da bunları gerekli olan yerlere satmalıdır. Ağacın zeytin üretecek olgunluğa ulaşmasının sonrasında ise zeytinlerin kalitesine ciddi anlamda zarar verecek her türlü sorun daha başlamadan giderilmeli ve bunun için gerekli olan önlemlerin tamamı dikkatli bir şekilde alınmalıdır. Zeytinyağını toptan olarak almak isteyen kurum ya da kişilerin ilk olarak baktıkları bazı şeyler bulunur. Bunlar asit oranı, renk ve kalitesidir. Bunların tamamı gerekli analizler ile belirlenir. Üründen çıkan yağın türü onun satışa sunulur. Virgin olarak adlandırılan yağlarda asit oranı yüzde 1 ila 2’dir. Ekstra virgin yağlarda ise bu oran %1’den çok daha düşük olmaktadır.
Bazı kurumlar ise tip zeytinyağları üreterek satışa sunarlar.
Bu yağlar öncelikli olarak toptan zeytinyağı satışı yapan yerler ile üreticilerden alınır. Sonrasında rafine olarak hazırlanmış yani kalite anlamında çok düşük bir seviyede olan zeytinyağlarının tekrardan işlenmesi sonrasında ortaya çıkan yeni yağ ile natürel olarak hazırlanmış olan bu yağ karıştırılır. Böylesi yağların asit oranı ise en fazla %2’dir. Üreticiler o sene üretmiş oldukları ürünleri satışa sunarken ilk olarak aldıkları analiz sonuçlarını incelerler, sonrasında da ellerindeki yağı alabilecek uygun kişiler ile irtibata geçer ve o anki fiyat yelpazesi içerisinden alım satım işlemleri gerçekleşir. Bazı kurumlar ise yağı kendileri üretmek ister, üreticilerden yalnızca zeytin satın almak ister.
Zeytin ve zeytinyağı üretimi oranları
Böylesi durumlarda da üretici sene başında gerekli olan tüm hazırlıkları yapar ve ağaçların herhangi bir şekilde zarar görmesini engellemek adına çalışmalarını gerçekleştirir. Yapılacak toptan satışlarda en önemli faktörlerden bir tanesi ise o seneki zeytin ve zeytinyağı üretimi oranları. Genel olarak bu ağaçlar her sene aynı oranda ürün vermez. Ürünün çok fazla olduğu durumlarda toptan zeytinyağı satışlarında düşüşler meydana gelebilir. Çünkü üreticilerin ellerinde ciddi oranda ürün bulunmaktadır ve bundan dolayı da elindeki ürünleri maliyetleri üzerinden belirli bir oranda kâr payı alarak bunları satışa sunuyorlar. Zeytinyağları pek çok farklı kişi ya da kuruluş tarafından satın alınmakta. Üreticilerin yapmaları gereken şey ise bunlar arasından kendilerine en uygun olduklarına inandıkları yer ile anlaşmaya varmalıdır.
Tedarikçi olarak adlandırılan kişiler,
son dönemlerde üreticilerin en fazla konuştuğu kişilerin başında geliyor. Çünkü bu kişiler genellikle kurumlar ile anlaşmalıdır. Belirli bir oran üzerinden kişilerin zeytinlerini alır ve daha sonrasında da bu kurumlara satar. Yani üreticiler bu tedarikçilere zeytinlerini çoğu zaman sorunsuz bir şekilde satarlar. Tedarikçiler tarafından belirlenecek toptan zeytinyağı satışlarındaki fiyat dengesi ise kişinin içerisinde yer alan üreticilerin sayısı ve zeytinlerin kalitesine bağlı olarak değişimler göstermektedir. Üreticiler kendilerine en uygun olacaklarına inandıkları yerler ile iletişime geçtikten sonra hasat zamanı geldiği zaman ürünlerini hiç vakit kaybetmeden ilgili yerlere göndererek satış işlemini gerçekleştirirler.
Uzun yıllar öncesinden bu güne gelmesine rağmen halen bizlerin hayatındaki önemini hiç yitirmemiştir zeytin.
Peki zeytin nasıl bir üründür ?
Nasıl bir doğadan gelir?
Nasıl bir süreçten geçer ?
Uzun bir hikayesi vardır. Ama kısaca anlatmak gerekirse. Bir Akdeniz iklimi meyvesidir. Ilık ve nemli ilkim koşullarından hoşlanır. Ağacı son derece sağlamdır. Uzun yıllar ayakta durabilir. Yapılan araştırmalara göre ortalama yaşama zamanı 300-400 yıl olarak bilinse de 3 bin yıllık ağaçlar da görülmüştür. Ayrıca kesildiğinde ve ya budandığında tekrardan filizlenerek doğaya tutunabilir. Bu ağaç meyvesini bize her yıl mart ve kasım ayları arasında verir. Bu zamanlarda zeytinler alaca bir hal alır. Yani böyle yeşilden pembeye dönmeye başladıkları zamanlardır.
Gerek ülkemizin Akdeniz ve Ege bölgesinde gerekse bu tarz mutfakların ön plana çıktığı yerlerde kişilerin en fazla kullandığı ürünlerin başında zeytinyağları geliyor. Kişiler oldukça lezzetli olan bu yağı kullanarak sağlıklı bir şekilde yiyeceklerini tüketebiliyorlar. Yalnızca günümüzde değil geçmişte de mutfaklarda kendine yer buluyordu. Ancak son dönemlerde insanlar bu konuda hiç olmadığı kadar fazla ilgili. En kaliteli zeytinyağını bulmak isteyen kişiler araştırmalar yapıyor, markalar arasından kendilerine en uygun olacaklarını seçmeye çalışıyorlar. Genel olarak insanlar bitkisel yağ gereksinimlerini karşılamak adına mısır, fındık, ayçiçeği yağlarını kullanıyorlar. Ancak bu yağların kendilerine özgü tat ve kokuları yoktur. Bunun nedeni ise ham olarak ortaya çıkartılan yağların kullanılamayacak kadar kötü bir kokuya sahip olmalarıdır.
Hayvansal yağların aksine daha çok tüketildiğinde kandaki kolesterolün hissedilir derecede düşürdüğü bir gerçek. Tahriş giderici ve yumuşatıcı etkileriyle de ülsere karşı bire bir etkili koruma sağlar. Daha da zeytinyağı faydalarını okudukça bu mucizevi kaynağı daha da kullanacağınıza ve hayatınızda daha da çok yer edineceğine hiç şüphe yok.
Raflarda yerini alan zeytinyağlarının pek çok çeşidi vardır. Bunlardan kısaca söz etmek gerekirse, natürel, rafine , riviera ve çeşnili olmak üzere 4 farklı gruba ayrılarak karşımıza çıkmaktadır. Bu farklılıklar kısaca üretim şekil ve aşamalarından kaynaklanmaktadır ve renk farklılığından.
Zeytinyağının faydaları
Zeytinyağı faydaları insan vücudunda hiç te azımsanacak bir düzeyde değildir. Tepeden tırnağa tüm bedenimizde etkin bir rol oynar. İçindeki antioksidan maddeler sayesinde kalp ritminin düzenlemesinde rol oynar. Bunun yanında kullanmaktan çok bir miktar içmek te içinde barındırdığı A, D, E ve K vitaminleri sayesinde hücrelerin yaşlanmasını geciktirdiği bilinir.
Bağırsaklardaki sindirimin kolay olması sebebiyle kabızlık ve basur olma gibi hastalıkları büyük ölçüde azaltır.
Ayrıca kanser olma ihtimalini de en az düzeye indirir.
Yüksek tansiyonu düşürür.
İnce bağırsakların hareketini kolaylaştırdığı gibi böbrek taşlarının oluşmasına da büyük engel olur.
Zeytinyağı doğal bir ilaçtır.
Zeytinyağının faydaları sayesinde bir çok kozmetik firması bu üründen derinlemesine ilham alır. Yumuşatıcı etkisi sayesinde cilt bakımlarında büyük rol oynar.
Cilt çatlaklarında özellikle yüzeye sürülüp biraz ovulduğunda etkisini kısa bir zamanda gösterir. Hassas ciltler için birebirdir.
Özellikle de kuru cilde sahip olanlar için eşsiz bir doğal ilaçtır.
Tene sürüldüğünde bir ferahlama ve yumuşatma etkisine sahip olduğu gibi saçlara uygulanan masajlarda, saç diplerini güçlendirir kepeği azaltır ve saçların daha canlı görünmesini sağlar.
Eğer toptan zeytinyağı almayı tercih ettiyseniz bir yandan da aldığınız yağları nasıl muhafaza edeceğinizi merak ediyorsunuzdur. Uzun süreli saklamalar için paslanmaz çelik tanklar, laklı tenekeler, cam kaplar ya da nakliye amaçlı yağlar için özel olarak üretilmiş damacanalar sizin için ideal saklama araçları olacaktır. Bunun yanı sıra ülkemizde bir sanat eşliğinde yapılan toprak kaplar ve küplerde de zeytinyağları saklanmaya uygundur. Ama bu toprak kaplarda hijyenin tam olarak sağlanamasından dolayı kullanımı biraz sınırlı olacaktır. Topraklardan şekil verilerek yapılan bu kaplar, ne kadar yıkanırsa yıkansın kabın dokularında kalıntılar kalacaktır. Küplerin iç yüzeylerinde üretim kaynaklı meydana gelen gizliçatlaklara yerleşen mikroorganizmalardan dolayı da yağınız bozulabilir. Bundan dolayı sizin için gerekli olan saklama araçları paslanmaz çelik tanklar ya da cam kaplar olacaktır. Eğer bir gün Ege yöresine yolunuz düşerse biraz gezinti yaptığınız zaman bir çok zeytinyağı saklama kaplarına rastlarsınız. Birbirinden güzel şekillere sahip olan bu kaplardan kesinlikle almalısınız. Hem görselliği yüksek hem de zeytinyağınızı uzun süre muhafaza edebilmeniz için bulunmaz bir fırsattır. Zeytinyağı üreticileri ile kullanımınızla beraber yemekleriniz hiç olmadığı kadar lezzetli ve sağlığınız için de büyük bir iş başarmış olursunuz. Sonuç olarak sahip olmak isteyeceğiniz en büyük şey sağlığınızdır. Bundan dolayı kendinize bir iyilik yapın ve zeytinyağı tüketiminize özen gösterin.
Kaliteli zeytinyağı elde edebilmek için bu zamanlarda hiç vakit kaybetmeden işe koyulmalılardır.
Çünkü zeytin beklemeye gelmez. Gelmişten bu yana pek faklı yöntem kullanılmıştır. İçlerinde makine yardımıyla toplanması da vardır. Ancak makine toplama esnasında ağaç dallarına zarar verirse eğer bir sonraki yılın verimini düşürebileceğinden bu yöntem pek tercih edilmez. Bunun yerine insan gücü tercih edilir. Ama elle toplamak ta fazla emek harcattıracağından genellikle silkerek toplama yapılır. Ama bu işlem sırasında da dikkatli olmak zorundadırlar. Zeytin toprağa düşerse asitlenme yapabileceğinden dolayı bu işlem özenle gerçekleşir. Toplandıktan sonra da büyük delikli kasalara yerleştirilmesi gerekir. Çünkü hava alması gerekmektedir. Çuvallarla taşıyanlarda görülür ama pek tavsiye edilmez. Buradan yüklenen zeytinler vakit kaybedilmeden işlenecek yerlere götürülürler. Kaliteli zeytinyağı elde etmek hiç te kolay değildir.Pek çok meşakkatli yoldan ve ince hesaplarla işlenerek günümüze kadar gelmektedir.
Başka katıklarda katarak zeytin yağını gerçek değerinden uzaklaştıranlar vardır.
Günümüzde ne yazık ki üretim anlayışını kötüye kullananlar da vardır. içeriğine olması gerekenden farklı olarak başka katıklarda katarak zeytin yağını gerçek değerinden uzaklaştıranlar vardır. böyle durumlarda gerçekten dikkatli olmalıyız ve alacağımız ürünü iyi seçmeliyiz. Çünkü bu kötü durumlara düşersek hem paramıza yazık olur hem de ağzımızın tadı kaçar. Kaliteli zeytinyağı her zaman katıksız ve saftır. Bunu anlamanın birkaç basit yolu vardır. satın almadan önce şişenin üzerindeki asidik değerlerine bakabilirsiniz. Halk dilinde asit değeri 0,8 olan yağlar çiğ olarak ve doğrudan tüketilebilen en kaliteli yağlar olarak kabul edilir. Ayrıca buzdolabına konduğunda da donma etkisine sahiptir. Son olarak ta kokusu ve renginin daha keskin olanlarını almanızı tavsiye ederiz.
Zeytinyağının cilde olsun vücudumuzun organlarına faydaları lezzetli tadının yanı sıra pek çok hastalıkla da bire bir savaşıyor. Başta kalp olmak üzere tüm damar hastalıklarının önüne geçmesiyle birlikte doktorların bir numaralı tavsiyesi haline gelmiştir. Yaşımızın ilerlemesiyle birlikte vücudumuzda ortaya çıkan kolesterol için de bire bir etkisi olan zeytinyağını kullanan kişilerde diğer daha az kullanan kişilere göre kanser riskinin daha az ortaya çıktığını biliyor muydunuz ?
Ülkemizde yetişen önemli sofralık zeytin çeşitlerinden bazıları şunlardır: Gemlik, Ayvalık, Memecik, Domat, Uslu, Eşek Zeytini, Yamalak Sarısı, Erkence, Memeli, Sarı Ulak, Halhalı, Edincik Su, Tavşan Yüreği vs. Bu çeşitlerden Gemlik ve Domat çeşidinin hemen büyük kısmı sofralık olarak işlenirken az bir kısmı yağa gitmektedir. Diğer çeşitler ise hem sofralık hem de yağlık olarak işlenmektedir.
Zeytinyağı Çeşitleri Nelerdir ?
Kur’an-ı Kerim’de de belirtildiği üzere pek çok faydası bulunan zeytin, eski çağlardan bu güne kadar sofralarımızdan eksik kalmamıştır. Zeytinin insanlar üzerinde pek çok faydası vardır. Yemeklerimizin vazgeçilmezi olan zeytin insan bedeninin gelişimine de oldukça faydası olan bir üründür. Faydası saymakla bitmeyecek olan zeytinin, zeytin yağına dönüşmesi ve bu yağın bizlerin önüne gelişimini de oldukça meşakkatlidir.
Peki bizler zeytinyağının kaliteli olup olmadığını bize sunulanın saflığını nasıl anlarız ?
Herkes doğal zeytinyağının kalitesine cevap arar olmuş günümüzde. Çünkü pek çok kişi işin kolay yolunu bulma uğraşı içerisinde. Sizleri bilgilendireceğimiz bu yazımızda karşılaşabileceğiniz hileleri nasıl anlayabileceğinizi anlatmak istedik. Zeytinyağı çeşitleri kalitesini renginden anlayamazsınız. Kokusundan ve tadından anlayabilirsiniz. Eğer size kokusu böyle yeni biçilmiş çimen, çağla, yeşil elma, enginar gibi geliyorsa, taze hoş bir kokusu olup ta sizi itici bir kokusu yoksa gerçek sızma zeytin yağına ulaşmışsınız demektir. Tadında ise ağzınızda hafif bir burukluk hissi veriyorsa, yutkunduğunuzda sadece boğazınızda hissedilip, yemek borunuzda kayboluyorsa kaliteye ulaşmışsınız demektir.
Her derde deva diyebileceğimiz zeytinyağının günümüzde bilimin de ilerlemesiyle birlikte insanların üzerinde pek çok faydası olduğunu görmüş bulunmaktayız.
Peki nedir bu zeytinyağı mucizesi ?
Zeytinyağının faydaları saymakla bitmez. Özellikle doktorların dilinden düşmeyen zeytinyağı insanların yaşlanmalarını geciktirmesi üzerinde büyük rol oynuyor. Ayrıca kanser riskinin de bir hayli azalttığını belirtiyorlar.
Zeytinyağı ayrıca insanın kalbi için de son derece önemli bir rol oynar.
Zeytinyağı böbrek taşlarına iyi geldiği gibi karaciğer sancılarına karşı da bir hayli etkileyici rol oynar. Yanıklara karşı da etkili olan bu yağ sönmemiş kireçle karıştırılıp sürüldüğünde etkisini kısa bir sürede hissettirir. Zeytinyağı ayrıca insanın kalbi için de son derece önemli bir rol oynar. Kalp ve damar üzerinde gözle görülür bir hastalık riskini azalttığı görülmüş ve üstüne sonradan tekrarlayabilecek bir hastalığında önüne geçmekte etkili olduğu görülmüştür.
Ayrıca zeytinyağı faydalarından bir diğeri cildi nemlendirmesi bir çok kozmetik firmalarının çalışmaları üzerinde de ilham olmuştur. Cilt üzerine yapılacak bir masaj ile cildin yumuşamasına yardımcı olmaktadır. Özellikle kuru cilde sahip bireylerimizin vazgeçilmez tedavi yöntemlerinden biridir. Zeytinyağı çeşitlerine gelecek olursak aslında bilinen iki çeşidi vardır. Ama piyasada daha da çeşitli türevlerini görmekteyiz. Natürel, rafine ve riviera olmak üzere 3 farklı zeyinyağı çeşitleri mevcuttur.
Zeytinyağının alınmasının yanı sıra saklama koşulları da bir o kadar önemlidir.
Zeytinyağının düşmanlarından olan ısı ve neme maruz kaldığında yağınızı büyük ölçüde tehlikeye sokacaktır. Tüketicinin bu konularda da hassas olması ve en kısa zamanda önlemini alması gerekmektedir. Zeytinyağını bakır kaplarda muhafaza etmemenizi ve daha çok cam şişelere koyup öyle kullanmanızı tavsiye ederiz. Bu sizin yağınız ve sağlığınız için önemli bir noktadır. Fiyatları konusunda da pahalı olduğunu düşünen arkadaşlarımızın bu yazı sonunda bu kadar meşakkatli süreçten sonra önlerine gelen yağın hakkını daha iyi vereceklerini düşünüyor sağlıklı günler diliyorum.
Bundan dolayı da bitkisel yağlar onlara uygun rafinasyon işlemlerinden geçer, renkleri açılır ve kokuları giderilir. Böylece kullanımı çok daha uygun bir hale gelmiş olur. Bunların aksine zeytinyağı kendine özgü bir tada ve kokuya sahiptir. Öyle ki pek çok kişi yalnızca tadı ya da kokusu için zeytinyağı kullanmak isterler. Günümüzde farklı çeşitlerde zeytinyağlarını görmek mümkün. Bu yağları birbirinden ayıran en önemli özelliklerin başında ise asit oranları geliyor. Dolayısıyla insanlar kendilerine en uygun olacağına inandıkları zeytinyağını almak adına asidik özelliklerine bakarak araştırmalar yaparlar. Ancak pek çoğu bunun yerine ucuz zeytinyağı almak adına fiyatı incelemelerde bulunuyor.
Gerek sızma gerekse riviera yağlarda insanlar ucuz zeytinyağı almak adına onlarca farklı marka arasından seçimlerini yapmaya çalışıyor. Ancak burada dikkat edilmesi gereken en önemli ayrıntılardan bir tanesi mutlaka konusunda uzman kişiler ile çalışmak. Sızma zeytinyağları taş baskı ile üretiliyor. Böyle olunca da besleyici unsurları hiçbir şekilde zarar görmüyor. Riviera zeytinyağında ise yağdan maksimum sonuç elde edilmek adına basınç ve yüksek sıcaklık kullanılır. Bundan dolayı da riviera zeytinyağı markaları genel olarak fiyat anlamında sızma olanlara göre çok daha ucuzdur. Ancak fiyatın ucuzlamasına rağmen ne yazık ki zeytinyağının bütün özellikleri de ortadan kaybolmuş oluyor. Ayrıca uzun süreli riviera zeytinyağlarının bazı zararları bulunmakta.
Bu iki farklı zeytinyağı türünü yanı sıra şimdilerde kolon zeytinyağı insanların karşısına çıkıyor. Ancak bu zeytinyağı çok yüksek sıcaklıklar ve vakum altında işlem görmekte. Normalde yemeklik olarak kullanılmayacak asit oranı %3’ten fazla olan, kötü bir koku ve görüntüdeki yağların asitleri düşürülüyor. %0.8’e düşürülen bu yağın rengi çok daha açık bir hale getiriliyor ve kokusu da düzeltiliyor. Böyle olunca da insanlar bu yağ türlerini diğerlerinden ayıramıyor ve tüketmeye başlıyor. Bu tarz yağlar genel olarak ucuz zeytinyağı olarak nitelendirilen yağlar içerisinde yer almakta. Çünkü fiyat olarak bu yağlar natürel sızma ve riviera zeytinyağı türlerin oranla yaklaşık olarak %30 daha düşüktür.
Zincir marketler ya da marketlerin promosyon olarak verdikleri yağların büyük bir kısmı kolon sızması olarak satışa sunuluyor. Dolayısıyla insanların yapmaları gereken en büyük şey, kendilerine en uygun olacak zeytinyağı marka ve modelini seçmek. Bilinmesi gereken noktaların başında ise insanların sağlıkları için doğru yağı tercih etmeleri. Kaliteli bir zeytinyağı pahalı olsa da insanlara istediklerini verecektir. Çünkü gerçek ve kaliteli zeytinyağı uzun uğraşlar sonrasında hazırlanmaktadır. Ve doğal olarak bunun da bir bedeli olmalı. İnsanlar kendi sağlıkları için mutlaka mümkün olan en kaliteli seçimi yapmaları gerekmekte. Böylece tüketecekleri kaliteli zeytinyağı ile hem sağlıklarını koruyarak daha ileri seviyeye çıkartacaklar hem de yemeklerini çok lezzetli bir hale getirecekler.
Pres yöntemi kendi içinde süper ve hidrolik pres olarak ikiye ayrılır. Santrifüj sistem ise iki ve üç fazlı sistem olarak kendi içinde ayrılmıştır. Klasik sistemden kontinü adı verilen sisteme geçiş esnasında zeytin işlemede iş gücü maliyeti düşürülmekte, zeytinin bahçe ve depolarda bekleme süresi de azaltılmaktadır. Bu amaçla kullanılan yüksek kapasiteli dekantörler ile zeytinyağı kalitesi ciddi anlamda iyileştirilir. Zeytinyağı imalatı teknolojisi içerisinde temel amaç mezokarp hücreler içindeki yağı açığa çıkartmak ve oluşan bu yağı zeytinin diğer var olan bileşenlerinden ayırmaktır. Zeytin yeterli olgunluğa erişmesi sonrasında bekletilmeden sıkma tesislerine gönderilir. Mikrobiyal ve oksidatif bozulmaların meydana gelmesini engellemek adına zeytinlerin hasat sonrasında en kısa sürede tesislere getirilmesi gerekmektedir.
Zeytinlerin tesislere girmesi sonrasında yaprakları ayrılır ve yıkamaya alınır.
Burada amaç işleme öncesinde toprak, taş ya da yabancı maddelerin arınması ve herhangi bir sağlık sorununa neden olacak bakterilerin üzerinde barındırılmamasıdır. Yabancı maddeler genel olarak yağın kalitesini düşürür, koku ve tat gibi özellikler üzerine olumsuz etkiler ortaya koyabilir. Yabancı maddelerinden arındırılarak yıkanmış zeytinlerin hücreleri içerisinde yer alan yağ damlacıklarını ortaya çıkarmak için ezme ve kırma işlemlerine başlanır. Bu iş için metal ya da taş değirmenler kullanılır. Klasik tarzdaki zeytinyağı imalatı sisteminde genel olarak taş değirmenler kullanılır, kontinü sistemde ise bu değirmenler yerlerini metal değirmenlere bırakırlar.
Metal değirmenlerin en önemli özellikleri ise kapasitelerinin yüksek olması, az yer kaplaması, ekonomik olmasıdır.
Zeytinin ezilmesi sonrasında eğer ki bu ezilme metal değirmenlerde yapılıyorsa yoğurma işleminin yapılması gerekecektir. Kaliteli sonuçların elde edilmesi adına hamur sıcaklığı maksimum 30 derece olur ve 75 ila 90 dakika boyunca bu işlem devam eder. Bu işlemin tamamlanmasının ardından oluşan zeytin hamuru içerisindeki yağın ayrılması için presler kullanılır. Kontinü sistem içerisindeki presler iki veya üç çıkışlı olabilirler. Yağ ve pirina çıkan sistemlere iki fazlı adı verilirken yağ, pirina ve karasu çıkan sistemlere ise üç fazlı denilmektedir. Bu işlemin sonrasında ise artık sıra perkolasyondadır.
Zeytin ve Zeytinyağı paketleme işlemleri
Perkolasyon sisteminde zeytinden yağ elde edilir, yağ ve karasu çelik bıçaklara göre değişik bir yüzey gerilimine sahip olma prensibi bulunur. Bu yöntem ile yağın elde edilmesi sonrasında kalan kısım yeniden presten geçirilir. Bunun nedeni ise yalnızca bu yöntem ile zeytin hamuru içerisinde bulunan yağın yalnızca %30’unun alınabilmiş olmasıdır. Katı/sıvı ayrımı sonrasında elde edilecek yağın içerisinde az da olsa bir miktar karasu bulunacağından yağın sıvı/sıvı faz ayrımı yapılması adına separatörlerden geçirilmesi ve içinde yer alan karasu ile yabancı maddelerin ayrıştırılarak çok daha temiz bir yağ elde edilmesi sağlanacaktır. Ortaya çıkacak zeytinyağı ile alakalı yapılacak son testler sonrasında artık hangi kategori içinde oldukları belirlenecek ve ona uygun paketleme işlemleri yapılacaktır.
Doğanın bize sunmuş olduğu mucizevi besinlerden birisi de zeytindir. Ülkemizde özellikle Hatay ve Ege Bölgesi’nde zeytin yetiştiriciliği ve zeytin ürünlerinin çeşitliliği oldukça fazladır. Sağlıklı beslenmek ve yemeklere ayrı bir lezzet katmak adına bin bir zahmetle dalından toplanılarak soframıza getirilen zeytinyağı, her aile tarafından düzenli olarak kullanılmaktadır.
Oldukça fazla bir talebi olan zeytinyağını sizlere ulaştıran bir çok üretici ya da aracı firma bulunmaktadır. Bu firmalara başvurarak naturel toptan Hatay, İzmir, Balıkesir, Ayvalık Ege bölgesi zeytinyağı üreticisinden alabilirsiniz. Böyle bir alışverişin size sağlayacağı en büyük fayda kalitedir. Kaliteli zeytinyağını bulmak zordur. Çünkü insanların ihtiyaçları ve iyi niyetlerini fırsat bilen bazı kişiler kaliteli diye bizlere tanıttığı zeytinyağlarını sofralarımıza sokmaktadır. Ama bu zeytinyağlarında ne kaliteden ne de lezzetten söz edemeyiz. Bu yüzden kaliteli bir ürün bulunduğu zaman hemen almak ve uzun süre boyunca kullanmak isteriz.
Organik zeytinyağı alımlarımızda dikkat etmemiz gereken birinci faktör kalite ve ambalajdır. Kaliteyi anlamanız için ilk olarak kokusuna, daha sonra da tadına bakabilirsiniz. Ayrıca doğal bir zeytinyağı, buzdolabında saklanmasıyla beraber donacaktır. Bu durum zeytinyağınızın kaliteli olduğunu göstermektedir. Genellikle zeytinyağları tenekelerde satılmaktadır. Bu durum kullanıcılar açısından hep bir merak konusu olmuştur. Herhangi bir kalite bozukluğu olması ya da yağın bozulmasına yol açıp açmadığı merak konularından bazılarıdır. Öncelikle zeytinyağı koyu renkli ve dar boyunlu cam şişelerde saklanmalıdır. Tenekelerde aldığınız zeytinyağlarını saklayabilmeniz için bu şekilde şişeleri bulmanız kolay olacaktır. Ama bu zeytinyağının üç büyük düşmanı vardır. Bunlar; ısı, ışık ve oksijendir. Bu koşulları göz önünde bulundurup yağınızı koruyabilirseniz,herhangi bir sorunla karşılaşmazsınız. Teneke ya da cam şişede olsun yağınızın havayla olan temasını en aza indirgemeniz, hem yağınızın lezzetinin kaybetmemesini sağlar hem de yağın bozulmasını engelleyecektir.
Doğal bir lezzete sahip ve sağlıklı olan zeytinyağları
Yemeklerde kullanıldığı gibi salatalarda da kullanılmaktadır. Kullanıcıların akıllarındaki bir diğer soru da zeytinyağı kullanılarak kızartmalar yapılabilir mi sorusudur. Herkes tarafından bilinir ki sebze ve meyveler çiğ tüketilmesi gerekmektedir. Bunun nedeni içerdikleri canlı enzimlerden dolayıdır. Bu durum zeytinyağı içinde geçerlidir. Çoğu bayan yemeklerini yaparken başlangıçta bir miktar zeytinyağını kullanır ve yemeğin pişmesine yakın zamanda lezzet katması için bir miktar da çiğ zeytinyağını yemeklerine eklemektedir. Bu da yemeklere gerçekten büyük bir lezzet katacaktır.
%100 Naturel Zeytinyağları
Sağlığına ve damak zevkine dikkat eden kullanıcıların büyük bir kısmı günümüzde satışa sunulmuş en kaliteli zeytinyağları arasından seçimlerini yapmaya özen gösteriyorlar. Zeytinyağının kalitesi pek çok farklı etkene bağlı olarak değişime uğramakta. Zeytin meyvesinden imal edilen zeytinyağı, bitkisel yağ kategorisi içinde doğal bir şekilde üretilip tüketilebilen tek yağ çeşididir. Zeytinin üretimi esnasında el emeğinin yüksek oluşu, yağın üretilmesi esnasında farklı bir teknoloji gerekmesi ve kişilere tüketmeleri halinde ciddi anlamda faydalar sağlamasından dolayı diğer bitkisel yağ türlerine göre çok daha önemli bir hale gelmiştir. Zeytinyağı imalatı iki farklı şekilde gerçekleştirilmektedir. Üretimde klasik sistem olarak adlandırılan pres ve santrifüj olarak adlandırılan yöntemler kullanılır.
En Çok Merak Edilen Halis Zeytinyağı
Halis Zeytinyağı
Beden sağlığımızın en büyük destekçilerinden biri olan zeytinyağı, sofralarımızın vazgeçilmezlerinden biridir. Her evde eksiksiz olarak bulunan zeytinyağı yemeklerimizden salatalarımıza kadar damak zevkimizi şenlendiren büyük bir nimet olma özelliğini taşımaktadır. Bu büyük nimet her yıl mart ile kasım ayları arasında toprağın ağaca verdiği en büyük hazinelerden biridir. İnsan bedeninde sayısız faydası bulunan zeytinin ağaçlardan toplanıp bizlerin önüne gelmesi süresinde pek çok incelikli aşamalardan geçer. Bu aşamaların sağlıklı olması bizlere son derece sunar.
Tabi zeytinyağı faydaları kadar kalitesi de büyük önem arz etmektedir.
Çünkü günümüzde bu işten para kazanan bazı üreticileri işin bazı hileli yollarını bulmuşlardır. Tek amaçları daha fazla kar elde edebilmek için tüketiciye daha kalitesiz ürün satmaktadırlar. Bu ürünlerin de tadından söz etmek neredeyse imkansızdır. Zeytinyağının kaliteli olması için olmaması gereken farklı katıkların bulunmamasıdır. Yani saf olmasıdır. Zeytinyağının donup donmaması kalite göstergesi olmadığı gibi renginden de bu durum pek açıklığa kavuşturulamaz. Bu durum uzmanlara sorulduğunda aldığımız cevap genellikle zeytinin yetiştirildiği bölgeyle alakalı olduğu yönündedir.
Hatta ve hatta zeytinyağının doğallığı nasıl anlaşılır ? Sorusuna ek olarak renk ve kokusunun da tam olarak ayırıcı bir tanı olmasında yetersiz olunduğunu, bunun için tam bir laboratuvar araştırmasının gerekli olduğu yönündedir. Uygulandıkları aşamalara göre gruplara ayırılan bu yağ 4 farklı grupta yer almaktadır. Bunlar; naturel zeytinyağı , rafine zeytinyağı , riviera zeytinyağı ve çeşnili zeytinyağıdır.
Naturel zeytinyağı 2 alt başlıkta toplanır.
Bunlar direkt tüketime açık olan yağlardır ve natürel sızma zeytinyağı ve natürel birincil olarak 2’ye ayrılır.
Zeytinyağının çeşitlere ayrılmasının nedeni uygulanacak işlem farklılığını temsil eder.
Halis zeytinyağı
Özellikle Gemlik Bölge’mizde zeytinyağı üretim yoğunluğu fazladır. En büyük etken Akdeniz iklimine sahip olmasından kaynaklanır. Halis zeytinyağı ne kadar? Bu konu yağın kalitesine göre değişkenlik gösterir. Üretim şekillerinden işlenmesine kadar pek çok etkeni göz önünde bulundurmak gerek. İşin içinde ürünü iyi muhafaza edebilmek te geçiyor. En büyük düşmanlarından bir kaçı olan ısı ve nem zeytinyağına büyük ölçüde zarar verir. Halis zeytinyağı ne kadar? Bunun gibi pek çok etkenden daha çok nerede yetiştirildiği önemli. Bütün bu soruların cevaplarını bulunca ürününüzün kalitesi fiyatını da gölgede bırakacaktır.
Zeytin dalından koparıldığı gibi yenilemeyen tek çekirdekli bir meyvedir. Buna da, dünya üzerindeki tüm meyvelerden sadece zeytinde bulunarak zeytine acılık tadını veren “oleuropein” adlı fenolik bir madde sebep olmaktadır.