Su kaynakları insanoğlunun geçmişinden itibaren toplumların kalkınması, hayatlarının devam etmesi ve doğa ile bütünleşmesinde57 önemli bir yer tutmuştur. Akarsu, göl, gölet kenarları yerleşmelerin kurulmasına öncülük etmiş, ekonomik etkinliklerde su kaynaklarına göre çeşitlilik kazanmıştır. Her türlü ekonomik faaliyette suya ihtiyaç duyulmuştur.58 Bu nedenle çalışma alanımızdaki yerleşme, deniz kenarına ve akarsuların yakınındaki alanlara kurulmuştur. Türkiye’nin yerleşme haritasına bakıldığında yerleşmelerin su kaynaklarına paralel şekilde kurulduğu görülmektedir.59
Gemlik ilçesinin akarsularının temel özelliği, sahanın fiziki coğrafya özelliklerine bağlı olarak boylarının kısalığıdır. Bu nedenle akarsuların taşımış olduğu su fazla değildir. Mevsimlik değişmelere bağlı olarak debilerinde artış ve azalmalar gözlemlenmektedir. Kış mevsiminde yağışların fazla olmasından dolayı akışları fazla, yaz mevsiminde ise akımları önemli ölçüde azalmaktadır.
Araştırma sahasındaki akarsular, yeraltı suları, kaynaklar gerek oluşumları gerek devam eden aşınım ve birikim faaliyetleri ile topografyayı etkilemektedir. Çalışma alanımızın kuzey bölümlerindeki dağlık alanlarda kaynak sayıları fazlayken, güneye doğru gidildikçe yağış değerlerinin azalmasıyla beraber kaynak sayısında ve yüzeysel akışta azalmalar görülmektedir. Sahada soğuk kaynakların yanı sıra termal kaynaklara da rastlamak mümkündür. Zengin yer altı sularının yer aldığı Bursa ve çevresi önemli sıcak su kaynakları ile önemli bir kaplıca turizm potansiyeline sahiptir. yakın bir döneme kadar Gemlik’te faaliyet gösteren Gemlik (Terme) kaplıcası da bu kaplıcaların en önemlileri arasındaydı.
Gemlik ilçe merkezinin güney kesiminde Umurbey yolu üzerinde yer alan bu kaplıca suları, toprağın derinliğinden gelirken, geçtikleri yerden sıcaklık alıp, geçtikleri tabakalardaki madenlerin bir kısmını eritirler.60 Bu nedenle kaplıcaların suları, mineral bakımdan zengin olup çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Gemlik’te bulunan kaynak sularının sıcaklığı yaklaşık olarak 37˚C olup soğutulduğunda içilebilmektir. Fakat kaplıca suyunun çeşitli hastalıklara iyi gelmesi içilmesinden ziyade
57Zeki Koday, Mucip Demir, “Keklik Şelalesi (Sarıkamış- Kars) Doğal Çevre Özellikleri ve Beşeri Ekonomik Potansiyeli”, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 15(2), 2011, s. 289-306. 58Süheyla Balcı Akova, Ergene Havzasının Coğrafi Potansiyeli, Çantay Kitabevi, İstanbul 2002, s. 46.
59Akova, s. 170.
60Mustafa Hakkı, Gemlik-Armutlu Kaplıcalarında İlmi Tetkikat, İstanbul Üniversitesi Yayınları, İstanbul 1977, s. 5-8.
tedavi amaçla kullanılmasına olanak sağlamıştır. Kaplıcanın suyu romatizma, zihinsel yorgunluklar, nevralji, nevrastani ve kalp hastalıklarının tedavisi için kullanılmaktadır. Uzun bir dönem Gemlik belediyesi kontrolünde Gemlik halkına hizmet eden kaplıca, 1999 yılından meydana gelen depremden sonra yakınında bulunan devlet hastanesi ile birlikte yıkılmıştır. Günümüzde ise yıkılan tesisi tamamen ortadan kaldırılmış olup, kaplıca sahası atıl durumdadır.
Sahadaki en önemli akarsu Samanlı ve Katırlı dağlarının yamaçlarından gelen irili ufaklı derelerin sularını toplayan Karsak Deresi’dir. Bu dere körfezin doğusundan batısına doğru açılan bir kanalla ikiye ayrılmıştır. Ana kol niteliğindeki kanal, güneyde Gemlik girişinden denize ulaşırken, kuzeyden akan kol Çarşı Deresi adını alarak körfeze ulaşır.
Fotoğraf 1.1. Karsak Deresinin Karsak Boğazından Bir Görünümü. #
Sahadaki akarsuların en önemlisi şehir içerisinden geçen ve son yıllarda Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin de çalışmaları ile çevresi rekreasyon alanı haline getirilen Çarşı Deresi’dir. İznik Gölü’nden gelen küçük bir kolla, etrafındaki yamaçlardan inen ufak sızıntılarla beslenen Çarşı Deresi’nin, yağmurlu dönemlerde debisi artmaktadır. İlkbahar aylarında ve ani bastıran yağışlarla geniş bir alanın sularını toplayan Çarşı Deresi, belirli dönemlerde taşkın riskiyle karşı karşıya kalmaktadır. Cumhuriyet’in ilk yılları ve sonraki dönemlerde yerleşmeye açık olmayan Gemlik Ovası, artan sular ve yatağının dar olması nedeniyle birçok taşkına maruz kalmıştır. Taşkınlar sonucunda bağ, bahçe ve tarlalar büyük zarar görmüştür. Son yıllardaki plansız yapılanmalar nedeni ile şehir merkezinde de taşkınlar görülmektedir.

Fotoğraf 1.2. Çevre Düzenlemesiyle Rekreasyon Alanı Haline Getirilen Çarşı Deresinden Bir Görümüm. #
Sahadaki diğer önemli akarsu kaynağı ise Samanlı Dağlarının eğimli yamaçlarından Gemlik Körfezinin kuzeyinden denize doğru akış gösteren derelerdir. Bu dereler iki kola ayrılmaktadır. İlk kol Kapaklı Burnu’na kadar devam eden yamaçlardaki suları toplayan derelerdir. Bu derelerin en önemlileri Küçükkumla, Büyükkumla ve Kapaklı köylerinin de bulunduğu vadilerden akan derelerdir. İkinci gruptaki dereler ise Armutlu ilçesi sınırındaki Bozburun’a doğru akan derelerdir. Bu derelerin hemen hemen hepsinin suları sonbahar ile kış mevsiminde akış göstermektedir.
Sahada Büyükkumla deresi üzerinde yapılması düşünülen Gemlik İçme Suyu Projesi-Büyükkumla Barajı suları, içme suyu ve tarım alanlarını sulamada kullanılacaktır. Baraj tamamlandığında barajın su tutma kapasitesi yaklaşık olarak 19 (hm³/yıl) olacaktır.
Tablo 1.9. Araştırma Sahasında Yer Alan Akarsuların Özellikleri.
Akarsuyun Adı | Toplam Uzunluk (Km) | Yıllık Ortalama Debisi (M3 / Sn) | İlçe Sınırları İçindeki Başlangıç ve Bitiş Noktaları |
Gölyağıdere Karsak Boğazı | 5 | 1,941 | Örnekköy-Gemlik Körfezi |
Büyükkumla Deresi | 13,0 | 0,271 | Naldöken Dağı-Gemlik Körfezi |
Küçükkumla Deresi | 9,15 | 0,288 | Küçükkumla kaynağı-Gemlik Körfezi |
Kaynak: Bursa 2011 Çevre Durum Raporu.
Araştırma sahasındaki diğer önemli akarsu kaynağı, uzunluk olarak ilçenin en büyük akarsuyu olan Kocadere’dir. Katırlı Dağlarındaki vadi yamaçlarından kaynağını alan akarsu, Engürücük Ovası’nı suladıktan sonra körfeze dökülmektedir. Kocadere,
yağmurların yoğunlaştığı dönemlerde taşıp sel baskınlarına neden olmaktadır. Yine Katırlı Dağlarının kaynak sularıyla belenen Kurtul Göleti, Kurtul Ovası’nda ki tarım arazilerini sulamada kullanılmaktadır.
Araştırma sahasındaki diğer önemli akarsu kaynağı, uzunluk olarak ilçenin en büyük akarsuyu olan Kocadere’dir. Katırlı Dağlarındaki vadi yamaçlarından kaynağını alan akarsu, Engürücük Ovası’nı suladıktan sonra körfeze dökülmektedir. Kocadere, yağmurların yoğunlaştığı dönemlerde taşıp sel baskınlarına neden olmaktadır.
Düzenli bir akım rejimine sahip olmayan akarsuların çoğu yağmur ve kaynak suları ile beslenmektedir. Dağlar arasına sıkışan vadilerle kıyı düzlüklerinde görülen birkaç dereden başka önemli su yataklarına rastlanmamaktadır. Sonbahar yağmurlarıyla debileri yükselmeye başlayan akarsular nisan ayına doğru maksimum seviyeye çıkmaktadır. Yaz aylarında sıcaklık ve buharlaşmanın artması ile beraber debilerinde önemli bir azalma görülen akarsuların birçoğu kurumaktadır. Zayıf kaynaklardan gelen kolların birleştiği ufak çaylar da çoğu kez birleşme noktasına varmadan buharlaşarak kaybolur.

Fotoğraf 1.3. Kocaderenin Gemsaz Mevkiinden Marmara Denizine Döküldüğü Yerden Bir Görünüm. #
Araştırma sahasının en önemli hidroğrafik kaynağı Marmara Denizi’dir. Marmara Denizi İlçenin batı sınırını oluşturmaktadır. Marmara Denizi’nin güney doğusunda yer alan ve iki tabakalı su kütlesine sahip olan Gemlik Körfezi hidrografik özellikleri bakımından genelde Marmara Denizi’ne benzer. Üst tabakadaki Karadeniz kaynaklı su kütlesinin kalınlığı genellikle 10-15 m arasında değişmektedir. 25-30 m derinlikten başlayan alt tabakayı Akdeniz kaynaklı, tuzluluğu yaklaşık binde 38,5 olan
daha yoğun su kütlesi oluşturur. Bu iki tabaka arasında ise haloklin olarak adlandırılan ve iki farklı su kütlesinin karışımının meydana getirdiği bir geçiş tabakası mevcuttur. Bu üç tabakanın kalınlığı körfezde meteorolojik koşullara bağlı olarak mevsimsel değişim göstermektedir. Üst tabaka kalınlığının arttığı yaz döneminde yüzey suyu tuzluluğu genellikle 22–24 iken, sıcaklığın düşmesi ve rüzgârın etkisinin neden olduğu sonbahar-kış karışım sonucu yüzey suyu tuzluluğu Marmara da olduğu gibi Gemlik Körfezinde de artış göstermektedir. Körfez üst sularına besin elementleri girdisi kaynaklarından birisi olan alt-üst su karışım sonucu oluşan ara tabaka kalınlığı yaz döneminde azalmakta, kış döneminde rüzgârın neden olduğu karışımlar nedeniyle oldukça büyüdüğü gözlenmiştir. Körfezin alt sularında su sıcaklığı yıl boyunca 14,5–15˚C arasında iken yüzey suyunda 7 ila 24˚C arasında değişmektedir. Marmara Denizi kıyılarında var olan doğal plajlar turizm amaçlı kullanılmaktadır. Körfezi çevreleyen kıyı şeridi boyunca dinlenme yerleri, yürüyüş yolları ve çay bahçeleri önemli turistik potansiyel oluşturmaktadır.61